Başlangıç > Günlük > Yeniden Merhaba!

Yeniden Merhaba!

Bloguma en son eklediğim 3-10 ekim tarihli AB haftalık basın özetinden sonra yaklaşık 2 ay blogumla ilgilenemedim, zamanın nasıl da geçtiğini anladığıma daha doğrusu anlamadığıma dair çok açık bir örnek, oysa ki haftada 2 saatimi ayırmam bloguma gerekli güncellemeleri yapabilmem için gayet yeterli. Bu 2 ayın nasıl geçtiğini düşündüğümde bile hissettiğim yoğunluk geçerli bir mazeret oluşturabilir ama hayır kabul etmiyorum! Ve bundan sonra bloguma daha çok zaman ayırma motivasyonuyla geçen iki ayın bir değerlendirmesine başlıyorum…

Bu değerlendirmemin amacı;  geçen 2 ayda gerek şahsım adına yaşadıklarım gerekse de ülkemiz ve dünya gündeminde yaşanılanları özetleyerek blogumda zamanında bahsedemediğim olayları en azından tarihe not düşmek. Bu şekilde hem bireysel yaşadıklarım blogumda bir anı formatında yer alır hemde en azından tek cümleyle bahsettiğim güncel olaylar blogumun dış politika gündeminde bir arşiv niteliğini kazanmasına katkı sağlar. Hatta şimdi düşündüğümde bu tarz değerlendirmeleri ayda bir  yapmak çokta mantıklı geliyor, evet buldum blogumda yeni bir kategori: “Aylık Değerlendirme”!

Suriye-Lübnan Gezisi

“Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor” diyen ne güzel söylemiş… Gezi planları daha dün gibi hafızamda. Interrail planları yaparken biraz vize tarihleri biraz da Avrupa gezisinin olmazsa olmazı, maddi-manevi  işkence yaşatan  vize alma süreci başka gezi bölgelerini daha çekici kılıyordu benim için. Ayrıca turistik gezi dışında amatör bir ortadoğu saha çalışması niteliğinde bir gezi, şimdiye kadar gidip yerinde görme  şansı bulduğum uluslararası ilişkilerde laboratuar özelliği olan Balkanlar (Makedonya- Kosova), KKTC  gezilerimin tamamlayıcısı bir üçüncü ayağı oluşturması açısından bir başka çekici unsurdu.( Bu arada dördüncü ayağı oluşturacak olan bir Kuzey Afrika gezisi şöyle bir Fas,Tunus hatta Sudan gezisi de şimdiden hayallerimi süslemiyor değil hani!)

Velhasıl, bizim de eksenimiz kaydı  ve Ortadoğu turunu Avrupa turuna tercih edip ekim ayının ortalarından itibaren planımızı yaptık ve 28 Ekim’de Gaziantep’ten başlayarak Halep- Şam (Suriye)-Beyrut (Lübnan)-Hatay-Gaziantep- Adana istikametiyle 3 kasımda İzmir’e döndüm. Gezi hakkında izlenimlerim, orada karşılaştığımız Ortadoğu manzarası, Türk olmamıza binaen gördüğümüz teveccüh kesinlikle başlı başlına bir yazıyı hakediyor ancak bunu ne zaman gerçekleştirebilirim şu an bir fikrim yok…

Güncel Gelişmeler

Döner dönmez 5 kasım’da AB kurumları ve politikaları dersinde yapacağım “EU Strategy 2020” sunumumu hazırladım, bu sunumu en kısa zamanda yazı haline getirip bloguma koyacağım…

İzleyen haftada yaklaşan bayram tatili ve arkasından gelecek vize dönemi nedeniyle yoğun bir ders çalışma temposuna girdim, bir haftalık bayram tatilimi geçirdiğim İstanbul’dan geldiğim gibi girdiğim vize maratonundan çıkmanın verdiği rahatlıkla bloguma kavuştum sonunda!

NATO Lizbon Zirvesi

Bu dönemde 20 Kasım’da Lizbon’da gerçekleşen Nato Zirvesi ve bu zirvede ülkemizi ilgilendiren füze kalkanı konuşlandırılması kararı gündemin en önemli konusuydu. Komşularla sıfır sorun politikası ve Batı müttefikliği kavramları arasında denge kurmaya çalışan Türk Dış Politikası bu sınavı fazla hasar vermeden atlatmayı başardı. Bu süreçte Türk Dış Politikası uluslararası arenada bir kez daha gündeme oturdu ve eksen kayması tartışmaları yeniden canlandı. Bu zirve sonucunda ortaya çıkan “Strategic Concept For the Defence and Security of The Members of the North Atlantic Treaty Organisation” belgesinin linkini:

http://www.nato.int/cps/en/natolive/events_66529.htm

ve ayrıca Amerikan düşünce kuruluşu Stratfor’da NATO üzerine yazılan makalenin linkini paylaşıyorum:

http://www.stratfor.com/weekly/20101011_natos_lack_strategic_concept

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Lübnan Ziyareti

Başbakan Erdoğan 25 Kasım’ da resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Lübnan’a gitti. Bu ziyaret süresince Lübnan’da sokaklar, Erdoğan posterleri ve Türk bayraklarıyla donatıldı. Lübnan’da yaşayan Türkler dışında Lübnanlılar da Erdoğan’ı sokaklarda karşıladı ve sevinç gösterileriyle ağırladılar. Lübnan gezimiz sırasında yaşadıklarımız daha çok tazeyken ve bölgedeki izlenimlerimizden sonra Erdoğan’ın önünde konuştuğu kalabalık benim için beklenmedik bir olay değildi ancak basından takip edebildiğim kadarıyla Ortadoğu halkları üzerindeki etkimizden haberi olmayan bir kesim de yok değilmiş. Devletimize, bayrağımıza Ortadoğu’da gösterilen bu muhabbet ve teveccühü bireye veya iktidara indirgemek yanlış olabilir, asıl nokta şu ki Ortadoğu halklarının uluslararası platformda haklarını savunabilecek, en azından sesini duyurabilecek güçlü bir Türkiye’ye ihtiyaçları var. Sadece kendi zenginliklerini düşünen, ülkelerini dış dünyaya kapatan liderlerden çok usanmış bu halklar. Bölgedeki sivil toplum, kaldırılan vizeler sonucu yaşanacak kaynaşma dönemiyle birlikte demokratik, laik ve aynı zamanda müslüman bir Türkiye modeli üzerinden, İslam’ın batıyla iletişimde bir engel olmayacağını zamanla görecektir diye düşünüyorum.

Bu arada Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastını araştırmak için kurulan Lübnan Özel Mahkemesi’nin iddianamesini açıklamasına az bir süre kala iç siyasette istikrar ve huzurun bozulması tehdidinin olduğu Lübnan’ı yakından takip etmekte fayda var. Söz konusu ziyaret ve Lübnan’ın güncel durumu üzerine ORSAM’da Oytun Orhan tarafından yazılan yazı:

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=1285

Avrupa Birliği

Son olarak Haftalık AB Basın özetlerini düzenli olarak yayınlamaya devam ediyorum.

Ayrıca 2010 AB İlerleme Raporuna da blogumda okuyabilirsiniz…

Kategoriler:Günlük
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın