Türkiye-Latin Amerika İlişkilerinde Son Dönemde Yaşanan Gelişmeler
Gerek coğrafi uzaklık, gerek dış politika önceliklerindeki farklılıklar nedeniyle ülkemiz ile Latin Amerika bölgesinde yer alan ülkelerle olan ikili ilişkiler Cumhuriyet tarihi boyunca düşük seviyede seyretmiş, Latin Amerika’ya Türkiye, Ortadoğu ve İslam dünyası açısından bakıldığında her şeyden önce vurgulanması gereken, kıta ile “sosyal” bağların bilindiği ve düşünüldüğünden çok daha fazla olmasına rağmen[1], son döneme kadar ilişkilerin, genelde karşılıklı sempati temelinde kültürel alanda atılan birtakım adımlardan ibaret olduğu görülmüştür.
2010 yılında bölgeyi ziyaret eden ilk Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki hafta bölgeye gerçekleştirmesi öngörülen geniş çaplı ziyareti öncesinde, “Latin Amerika Çalışmaları” alanında yüksek lisans yapan biri olarak, ülkemiz ile Latin Amerika bölgesinde yer alan ülkeler arasında son dönemde gerçekleşen gelişmeleri ele almanın faydalı olacağını düşünüyorum.
Öncelikle, Arjantinli Türkiye-Latin Amerika İlişkileri Uzmanı Ariel S. Gonzalez Levaggi’nin de ifade ettiği gibi,[2] Amerika Birleşik Devletleri hegemonyasının zayıflaması ve yeni bölgesel güçlerin ortaya çıkması gibi sistemik faktörlerin yanında, Türkiye’nin uluslararası kimliğinin değişimi, piyasa çeşitliliği çabaları ve uluslararası forumlarda ortak hareket etme gibi faktörler, Türkiye ve Latin Amerika ülkelerinin işbirliği anlamında derinleşebileceklerini fark etmelerini sağlamıştır.
Bu doğrultuda, Türkiye-Latin Amerika ilişkileri hakkında konunun uzmanları, Türk Dış Politikası açısından;
- Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 1995 yılında Arjantin, Brezilya ve Şili’ye ziyareti,
- 1998 yılında “Latin Amerika ve Karayipler Eylem Planı”nın uygulama konulması,
- ve son olarak da 2006 yılının Türkiye’de “Latin Amerika ve Karayipler Yılı” olarak ilan edilmesi,
çerçevesinde Latin Amerika’ya yönelik üç önemli kurucu adımdan söz etmektedirler.[3]
1995 yılındaki Cumhurbaşkanı seviyesindeki mezkur ziyaretin ardından, ülkemizin çok boyutlu dış politika vizyonu çerçevesinde, 1998 yılında “Latin Amerika ve Karayiplere Açılım Stratejisi” hazırlanarak, bölge ülkeleriyle ilişkilerimizin geliştirilmesine yönelik bir dış politika izlenmeye başlanmıştır. 2006 yılının Türkiye’de Latin Amerika ve Karayip Yılı ilan edilmesiyle de siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda bu bölgede görünürlüğümüzün artırılması hedeflenmiştir.
Bu adımların arkasındaki temel strateji, siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaretin artırılması amacıyla iş konseyleri kurulması, fuarlara katılım ve tanıtım faaliyetleri düzenlenmesinin teşviki, diplomatik temsilin ve kültürel etkileşimin artırılması ve bölgede bulunan örgütlerle kurumsal ilişki tesisini olarak değerlendirilmektedir.[4]
Bu çerçevede, son yıllarda başlıca bölge ülkeleri ile ülkemiz arasındaki ilişkilerin hukuki altyapısı büyük ölçüde tamamlanmış, karşılıklı üst düzey ziyaretler ivme kazanmış ve bölgesel kuruluşlarla işbirliğinde önemli adımlar atılmıştır. Ayrıca, TBMM’de Dostluk Grupları oluşturulması çerçevesinde, parlamenter diplomasi de bir diğer dış politika aracı olarak devreye girmiştir.
Bölgesel açılımın pivot ülkesi olarak değerlendirilebilecek, bölgedeki en önemli ülkelerden biri olan Brezilya ile 2010 yılında imzalanan “Stratejik Ortaklık Eylem Planı”nın yanısıra Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya arasında kurulan ve gayrıresmi bir istişare/eşgüdüm platformu kurulmasına yönelik olarak hayata geçirilen MIKTA girişimi çerçevesinde de Meksika ile ikili ilişkiler günden güne gelişmektedir.
İlişkilerin ekonomik boyutu incelendiğinde ise, 590 milyon nüfusa, 6 trilyon Dolar’ı aşan GSYİH’ya ve 1,7 trilyon Dolara ulaşan toplam ticaret hacmine sahip bu bölgeyle ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi hedefi doğrultusunda, öncelikle temel anlaşmaların tamamlanması hedeflenmiş, bu bağlamda 13 ülkeyle (Arjantin, Brezilya, Ekvator, Guatemala, Guyana, Jamaika, Kolombiya, Küba, Meksika, Paraguay, Peru, Şili ve Uruguay) imzalanan Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmaları çerçevesinde Karma Ekonomik Komisyon (KEK) mekanizmaları için gerekli hukuki altyapı oluşturulmuştur.[5]
Neticede bölge ülkeleriyle ticaret hacminde kayda değer artış sağlanmış, 2000 yılında 919 milyon ABD Doları seviyesinde olan dış ticaret hacmimiz 8 milyar Doları aşmıştır. Bölgede 2013 yılında ticaret hacmimizin en yüksek olduğu ülke, yaklaşık 2,5 milyar ABD Doları ile Brezilya olmuştur. Brezilya’yı Meksika (1,2 milyar Dolar), Kolombiya (800 milyon dolar), Arjantin (712 milyon dolar) ve Şili (625 milyon dolar) izlemektedir.[6]
Önemli bölgesel siyasi ve ekonomik örgütlerin mevcut olduğu Latin Amerika ve Karayipler’de, bölgesel entegrasyon çabaları da yakından izlenmekte olup, bu örgütlerin birçoğu ile kurumsal ilişki tesis edilmiştir. Bu çerçevede, Amerika Devletleri Örgütü, Pasifik İttifakı ve Karayip Devletleri Birliği nezdinde “Daimi Gözlemci” statüsü alınmış, MERCOSUR ve CARICOM ile siyasi diyalog ve işbirliği mekanizmaları tesis edilmiştir. 2008 yılında İstanbul’da CARICOM ülkelerinin üst düzey temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantının ardından, Türkiye-CARICOM İstişare ve İşbirliği Mekanizması Birinci Dışişleri Bakanları Toplantısı ülkemizin evsahipliğinde 17-21 Temmuz 2014 tarihleri arasında bölge ülkelerinden 11 Bakanın katılımıyla İstanbul’da düzenlenmiştir.
Ayrıca, halihazırda Türkiye-CELAC Quarteti formatında istişareler gerçekleştirilmektedir. Güney Amerika Milletler Birliği (UNASUR) ve SICA ile de önümüzdeki dönemde benzer işbirliği mekanizmaları kurulması yönünde çalışmalar devam etmektedir. Bu çerçevede, ülkemiz SICA’ya da gözlemci ülke başvurusunda bulunmuş olup, 2015 yılında bir Türkiye-SICA Forumu düzenlenmesi için örgüt nezdinde girişimlerde bulunulmaktadır.[7]
Öte yandan, Latin Amerika açılımının önemli bir ayağını teşkil eden diplomatik temsilin artırılması çerçevesinde ise Kosta Rika, Panama ve Dominik Cumhuriyeti’nde Büyükelçiliklerimizin açılmasıyla son dört yılda bölgedeki diplomatik ve konsüler temsilcilik sayısı 13’e ulaşmıştır. Hâlihazırda ülkemizde 11 bölge ülkesinin Büyükelçiliği bulunmakta olup, Trinidad-Tobago, Guatemala ve Nikaragua ülkemizde Büyükelçilik açmayı arzu ettiklerini bildirmişlerdir.
Kalkınma ve insani yardım alanında bölge ülkeleriyle TİKA kanalıyla ortak projeler geliştirilmektedir. 2013-2014 yılları arasında bölgede toplam 7 milyon Dolar tutarında kalkınma projesi yapmış olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Türkiye ve bölge ülkeleri arasında gerçekleştirilen işbirliği faaliyetleri kanalıyla bölge ülkeleriyle Türkiye arasında köprü görevi üstlenmektedir.[8]
Son dönemde Türk Dış Politikası’nda yükselan bir aktör olarak görülen THY’nin, 2009 yılı içerisinde Sao Paolo’ya başlatmış olduğu doğrudan seferler, sadece Brezilya’yla değil tüm Güney Amerika ülkeleriyle ticari ve turizm ilişkilerimize olumlu katkı sağlamaktadır. Sao Paulo seferleri 2012 yılı Aralık ayından itibaren Buenos Aires’e uzatılmış olup, THY’nin bölgedeki uçuş ağını genişletmeye yönelik çalışmaları devam etmektedir.[9]
Sonuç olarak, 2006 yılında ilan edilen “Latin Amerika ve Karayipler Yılı”nın ardından geçen yaklaşık 10 yıllık bir süreç öncesinde Latin Amerika ve Karayipler Bölgesi’nde çok da fazla tanınmayan Türkiye, kapsamlı ve çok boyutlu olarak yürütülen açılım politikası sayesinde artık bölge ülkelerince siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliği potansiyelini haiz bir ülke olarak görülmeye başlanmıştır. Ancak, mevcut durumun ilişkilerin potansiyelini yansıtan bir seviyeye çıkarılması için akademi, eğitim ve kültür alanlarında atılması gereken adımların da bir an evvel atılması faydalı olacaktır. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleşek ikinci ziyaretin Latin Amerika bölgesiyle ilişkilerimizin derinleşerek daha da gelişmesine önemli katkılar yapacak adımların atılmasına vesile olacağına inanıyorum.
Rıdvan TÜRKOĞLU
Ankara Üniversitesi Latin Amerika
Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (LAMER)
Latin Amerika Çalışmaları Yüksek Lisans Öğrencisi
[1] Türkiye’nin Latin Amerika Açılımı Ve Brezilya: Bölgesel Güçten Küresel Oyunculuğa Kader Birliği Mi?, http://metkan.blogspot.com.tr/2010/12/turkiyenin-latin-amerika-acilimi-ve.html, (e.t.:31.01.2015)
[2] Arjantinli Türkiye-Latin Amerika İlişkileri Uzmanı Ariel S. Gonzalez Levaggi İle Mülakat, http://politikaakademisi.org/arjantinli-turkiye-latin-amerika-iliskileri-uzmani-ariel-s-gonzalez-levaggi-ile-mulakat/, (erişim tarihi: 30.01.2015)
[3] Ariel Gonzalez Levaggi, “Turkey and Latin America: A New Horizon for a Strategic Relationship”, Perceptions, Winter 2013, Volume XVIII, Number 4, pp.99-116
[4] 2015 Yılına Girerken Dış Politikamız, http://www.mfa.gov.tr/site_media/html/2015-yilina-girerken-dis-politikamiz.pdf, s.113.(e.t.: 3.02.2015)
[5] Türkiye´nin Latin Amerika ve Karayiplere Yönelik Politikası ve Bölge Ülkeleri ile İlişkileri, http://www.mfa.gov.tr/i_-turkiye_nin-latin-amerika-ve-karayiplere-yonelik-politikasi-ve-bolge-ulkeleri-ile-iliskileri.tr.mfa, (e.t.:30.01.2015 )
[6] http://www.ekonomi.gov.tr/
[7] 2015 Yılına Girerken Dış Politikamız, http://www.mfa.gov.tr/site_media/html/2015-yilina-girerken-dis-politikamiz.pdf, s.113.(e.t.: 3.02.2015)
[8] “TİKA Latin Amerika Ve Karayiplerde Faaliyetlerini Sürdürüyor”, http://www.milliyet.com.tr/tika-latin-amerika-ve-karayiplerde-faaliyetlerini-ankara-yerelhaber-287401/, (e.t.: 03.02.2015)
[9] “THY Latin Amerika’daki 5. Yılını Kutladı”, http://www.airporthaber.com/havacilik-haberleri/thy-latin-amerikadaki-5-yilini-kutladi.html, (e.t.: 03.02.2015)