12-19 Aralık Köşe Yazıları

EU Council conclusions on enlargment/stabilisation-14 December 2010

http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cms_data/docs/pressdata/EN/genaff/118487.pdf#page=2

 

Yükselen Türkiye’nin Avrupa’ya bakışı
Emilie Leveque

Brüksel ve Ankara hükümetinin Türkiye’nin Avrupa’ya tam üyelik müzakerelerini başlatmasının üzerinden beş yıl geçti.

Süreç çok ağır işliyor ve Kıbrıs sorunu Paris ve Berlin hükümetlerinin 73 milyon nüfuslu bir ülkeye doğru genişlemesindeki çekinceleriyle engelleniyor.

Ancak bu geçen süre zarfında Türkiye yoluna devam etti. Türkiye, 750 milyar dolara ulaşan (570 milyar Euro, Fransa’nın GSMH’sinin 1/4’üne denk) güçlü bir GSMH’ye sahip. Bu ülke artık Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya ile birlikte yeni oluşan güçler arasında yer almaktadır.

Türkiye 2010 yılının ilk 9 ayında % 8,9 oranında bir büyüme oranına ulaştı. GSMH’nın büyüme oranının tüm yıl için % 7,5’e ulaşması bekleniyor. Bu sayılar en başta yıllık büyüme oranı 2010 için ancak % 1,6’yı bulacak olan Fransa başta olmak üzere Euro alanındaki her ülkeyi imrendirecek sayılar.

Ancak Türkiye de dünyayı saran ekonomik buhrandan kendini kurtaramadı: 2009’da GSMH’nin büyüme oranı % 4,7’de kaldı. Türkiye’nin görece hızlı bir biçimde toparlanması 2000’li yılların başında IMF’nin sağladığı borçla sağlıklı hale getirdiği finans sektörünün istikrarına çok şey borçludur. Bugün Türkiye ekonomisinin büyümesinin motoru, hane ve şirketlere sağlanan kredilerin yüksek ivmeyle artışıdır. Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Köşe yazıları

12-19 Aralık Haftalık AB Basın Özeti

13.12.2010

Rum Basını:AP Türkiye raporunda dikkatler Maraş’a çevriliyor

 

Türkiye’nin AB üyelik sürecinin değerlendirilmesine yönelik raporun ilk taslağının geçtiğimiz Perşembe günü Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesinde görüşülmeye başlandığını, buna göre ilk taslağın dengeli ve sürprizsiz olduğu belirtildi.

Kathimerini Gazetesi “Dikkatler Maraş’a Çevriliyor – Avrupa Parlamentosunun İlk Değerlendirme Metni Sürprizsiz” başlıklarıyla verdiği haberinde, Hollandalı Avrupa Milletvekili, Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten’in taslağında; önceki değerlendirme raporunda da bulunan “Türk ordularının hemen ayrılması, Türkiye’nin ek Protokolü hemen uygulamasına yönelik teşvik edilmesi” gibi birçok “olumlu” noktanın bulunduğunu savundu.

Tak, 13-12-2010 09.10 (TSİ)

14.12.2010

 

İşte Türkiye paragrafı üzerinde yapılan pazarlıkların detayları

 

ABHaber,AB Dışişleri Bakanlarının sonuç bildirisinde yer alan Türkiye paragrafları üzerinde yapılan pazarlıkların detaylarını ulaştı.İşte detaylar

*Yunanistan, Türkiye ile ilgili paragraflarda aday ülke olduğunun net bir şekilede ifade edilmesini istiyor

-Bulgaristan ve Yunanistan Türkiye-AB arasındaki geri kabul anlaşmasına uluslararası hukuk ve normanlar çerçevesinden yapılmasını istiyor.

-İsveç ve Almanya Türkiye hazır olduğu zaman rekabet başlığının açılabileceğinin sonuç bildirisine yşimdiden yansıltılmasını istiyor.Rumlar ise buna kariı çıkıyor.Rumlar Türkiye’ye müzakereler ile peşinen yeşil ışık yakılmasını istemiyor.Bu konuda uzlaşı aranıyor Daha fazlasını oku…

5-12 Aralık Haftalık AB Basın Özeti

06.12.2010

Avrupa Parlamentosu Türkiye raporunu ele alacak

Avrupa Parlamentosu AP Türkiye raporunun ilk görüşmesi 9 Aralık’ta AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda yapılacak.Raporu kaleme alan Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Hollandalı Ria Oomen-Ruijten,raporuyla ilgili geçtiğimiz ay Türkiye’de temaslarda bulunmuştu.

ABHaber’e AP’den verilen bilgilere göre AP Türkiye raporunun bilhassa Kıbrıs ile ilgili paragraflarının daha da sertleştirilmesi bekleniyor.AP’deki Kıbrıslı Rum,Yunan ve Türkiye karşıtlarının rapora yönelik sert ifadelerin yer aldığı değişiklik önergeleri hazırladıkları bildirildi.

Rapor, Türkiye-AB arasında yeni bir kriz çıkarma potansiyelini bulunduruyor.AP’deki Türkiye karşıtı cephenin son AP seçimleri sonrası güçlenmesi AP Türkiye raporuna yansımıştı.Geçen yıl AP Türkiye raporuna son anda yapılan müdahalelelerle Kıbrıs ile ilgili paragraflar sertleştirilmişti.

Raporun 2011’in ik yarısında AP Genel Kurulunda ele alınarak kabul edilmesi bekleniyor.
ABHaber, 06-12-2010 07.18 (TSİ) Daha fazlasını oku…

Gezi-Gündem

06 Aralık 2010 2 yorum

Suriye-Lübnan Gezisi

“Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor” diyen ne güzel söylemiş… Gezi planları daha dün gibi hafızamda. Interrail planları yaparken biraz vize tarihleri biraz da Avrupa gezisinin olmazsa olmazı, maddi-manevi  işkence yaşatan  vize alma süreci başka gezi bölgelerini daha çekici kılıyordu benim için. Ayrıca turistik gezi dışında amatör bir ortadoğu saha çalışması niteliğinde bir gezi, şimdiye kadar gidip yerinde görme  şansı bulduğum uluslararası ilişkilerde laboratuar özelliği olan Balkanlar (Makedonya- Kosova), KKTC  gezilerimin tamamlayıcısı bir üçüncü ayağı oluşturması açısından bir başka çekici unsurdu.( Bu arada dördüncü ayağı oluşturacak olan bir Kuzey Afrika gezisi şöyle bir Fas,Tunus hatta Sudan gezisi de şimdiden hayallerimi süslemiyor değil hani!)

Velhasıl, bizim de eksenimiz kaydı  ve Ortadoğu turunu Avrupa turuna tercih edip ekim ayının ortalarından itibaren planımızı yaptık ve 28 Ekim’de Gaziantep’ten başlayarak Halep- Şam (Suriye)-Beyrut (Lübnan)-Hatay-Gaziantep- Adana istikametiyle 3 kasımda İzmir’e döndüm. Gezi hakkında izlenimlerim, orada karşılaştığımız Ortadoğu manzarası, Türk olmamıza binaen gördüğümüz teveccüh kesinlikle başlı başlına bir yazıyı hakediyor ancak bunu ne zaman gerçekleştirebilirim şu an bir fikrim yok…

Güncel Gelişmeler

Döner dönmez 5 kasım’da AB kurumları ve politikaları dersinde yapacağım “EU Strategy 2020” sunumumu hazırladım, bu sunumu en kısa zamanda yazı haline getirip bloguma koyacağım…

İzleyen haftada yaklaşan bayram tatili ve arkasından gelecek vize dönemi nedeniyle yoğun bir ders çalışma temposuna girdim, bir haftalık bayram tatilimi geçirdiğim İstanbul’dan geldiğim gibi girdiğim vize maratonundan çıkmanın verdiği rahatlıkla bloguma kavuştum sonunda!

NATO Lizbon Zirvesi

Bu dönemde 20 Kasım’da Lizbon’da gerçekleşen Nato Zirvesi ve bu zirvede ülkemizi ilgilendiren füze kalkanı konuşlandırılması kararı gündemin en önemli konusuydu. Komşularla sıfır sorun politikası ve Batı müttefikliği kavramları arasında denge kurmaya çalışan Türk Dış Politikası bu sınavı fazla hasar vermeden atlatmayı başardı. Bu süreçte Türk Dış Politikası uluslararası arenada bir kez daha gündeme oturdu ve eksen kayması tartışmaları yeniden canlandı. Bu zirve sonucunda ortaya çıkan “Strategic Concept For the Defence and Security of The Members of the North Atlantic Treaty Organisation” belgesinin linkini:

http://www.nato.int/cps/en/natolive/events_66529.htm

ve ayrıca Amerikan düşünce kuruluşu Stratfor’da NATO üzerine yazılan makalenin linkini paylaşıyorum:

http://www.stratfor.com/weekly/20101011_natos_lack_strategic_concept

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Lübnan Ziyareti

Başbakan Erdoğan 25 Kasım’ da resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Lübnan’a gitti. Bu ziyaret süresince Lübnan’da sokaklar, Erdoğan posterleri ve Türk bayraklarıyla donatıldı. Lübnan’da yaşayan Türkler dışında Lübnanlılar da Erdoğan’ı sokaklarda karşıladı ve sevinç gösterileriyle ağırladılar. Lübnan gezimiz sırasında yaşadıklarımız daha çok tazeyken ve bölgedeki izlenimlerimizden sonra Erdoğan’ın önünde konuştuğu kalabalık benim için beklenmedik bir olay değildi ancak basından takip edebildiğim kadarıyla Ortadoğu halkları üzerindeki etkimizden haberi olmayan bir kesim de yok değilmiş. Devletimize, bayrağımıza Ortadoğu’da gösterilen bu muhabbet ve teveccühü bireye veya iktidara indirgemek yanlış olabilir, asıl nokta şu ki Ortadoğu halklarının uluslararası platformda haklarını savunabilecek, en azından sesini duyurabilecek güçlü bir Türkiye’ye ihtiyaçları var. Sadece kendi zenginliklerini düşünen, ülkelerini dış dünyaya kapatan liderlerden çok usanmış bu halklar. Bölgedeki sivil toplum, kaldırılan vizeler sonucu yaşanacak kaynaşma dönemiyle birlikte demokratik, laik ve aynı zamanda müslüman bir Türkiye modeli üzerinden, İslam’ın batıyla iletişimde bir engel olmayacağını zamanla görecektir diye düşünüyorum.

Bu arada Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastını araştırmak için kurulan Lübnan Özel Mahkemesi’nin iddianamesini açıklamasına az bir süre kala iç siyasette istikrar ve huzurun bozulması tehdidinin olduğu Lübnan’ı yakından takip etmekte fayda var. Söz konusu ziyaret ve Lübnan’ın güncel durumu üzerine ORSAM’da Oytun Orhan tarafından yazılan yazı:

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=1285

Avrupa Birliği

Son olarak Haftalık AB Basın özetlerini düzenli olarak yayınlamaya devam ediyorum.

Ayrıca 2010 AB İlerleme Raporuna da blogumda okuyabilirsiniz…

Kategoriler:Günlük

Yeniden Merhaba!

Bloguma en son eklediğim 3-10 ekim tarihli AB haftalık basın özetinden sonra yaklaşık 2 ay blogumla ilgilenemedim, zamanın nasıl da geçtiğini anladığıma daha doğrusu anlamadığıma dair çok açık bir örnek, oysa ki haftada 2 saatimi ayırmam bloguma gerekli güncellemeleri yapabilmem için gayet yeterli. Bu 2 ayın nasıl geçtiğini düşündüğümde bile hissettiğim yoğunluk geçerli bir mazeret oluşturabilir ama hayır kabul etmiyorum! Ve bundan sonra bloguma daha çok zaman ayırma motivasyonuyla geçen iki ayın bir değerlendirmesine başlıyorum…

Bu değerlendirmemin amacı;  geçen 2 ayda gerek şahsım adına yaşadıklarım gerekse de ülkemiz ve dünya gündeminde yaşanılanları özetleyerek blogumda zamanında bahsedemediğim olayları en azından tarihe not düşmek. Bu şekilde hem bireysel yaşadıklarım blogumda bir anı formatında yer alır hemde en azından tek cümleyle bahsettiğim güncel olaylar blogumun dış politika gündeminde bir arşiv niteliğini kazanmasına katkı sağlar. Hatta şimdi düşündüğümde bu tarz değerlendirmeleri ayda bir  yapmak çokta mantıklı geliyor, evet buldum blogumda yeni bir kategori: “Aylık Değerlendirme”! Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Günlük

28 Kasım-5 Aralık Haftalık AB Basın Özeti

Gül:’2011’de Kıbrıs konferansı olabilir’

Türkiye’nin AB üyeliğinin önündeki en büyük engellerden biri olan ve çözüm müzakereleri tıkanan Kıbrıs sorunu için 2011’de konferans sinyali geldi. Cumhurbaşkanı Gül, İsviçre dönüşünde Cenevre’de gelecek yıl bir konferans düzenlenebileceğini söyledi. İsviçre temasları hakkında bilgi veren Gül, minare yasağı için İsviçre’nin mahcup olduğunu belirtti.

İki günlük İsviçre gezisini tamamlayan Cumhurbaşkanı Gül, dönüş yolunda beraberindeki gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gül, Kıbrıs sorunuyla alakalı olarak Cenevre’de tarafları bir araya getiren bir konferans düzenleneceği sinyali verdi. Cumhurbaşkanı, İsviçre’nin Kıbrıs ve Ermeni meselelerinde aracı olma niteliğine sahip diplomatik geleneği bulunduğunu hatırlattı. Bu konularda yeniden devreye girmeye arzulu olduklarını, kendisinin de bunu desteklediğini anlattı. Gül, “Kıbrıs konusunda 2011’in başında Cenevre’de yine ev sahipliği yapar diye umuyoruz. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un döneminde tarafları toplarlar, bir konferans olur. Diğer konularda da diplomatlar çalışıyorlar.” dedi. Cenevre, Ban’ın KKTC lideri Derviş Eroğlu ve Rum lider Dmitris Hristofyas ile 18 Kasım’da New York’ta gerçekleştirdiği üçlü görüşmenin ardından ocak ayında yeni buluşma adresi olarak da açıklanmıştı.

Zaman, 28-11-2010 07.10 (TSİ) Daha fazlasını oku…

10-17 Ekim Haftalık AB Basın Özeti

11.10.2010

NATO Bakanları Brüksel’de Toplanıyor

NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları, Perşembe günü Brüksel’de toplanıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün katılacağı toplantılarda ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da yer alacak. Toplantılarda Kasım’daki Lizbon Zirvesi’nde kabul edilmesi öngörülen İttifak’ın yeni Stratejik Konsepti’nden Afganistan ve füze savunmasına kadar birçok konu üzerinde durulacak.

Kuzey Atlantik Konseyi, Perşembe günü sabahı ilk olarak Savunma Bakanları formatında toplanacak. Bunun ardından Dışişleri ve Savunma Bakanları, orta toplantıda bir araya gelecek. Son olarak da Dışişleri Bakanları toplantısı gerçekleşecek.

Söz konusu toplantılarda Dışişleri ve Savunma Bakanları, 19-20 Kasım tarihlerinde Lizbon’da düzenlenecek NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi hazırlıklarını ele alacaklar. Bu çerçevede bakanlar, Lizbon Zirvesi’nde kabul edilmesi öngörülen İttifak’ın yeni Stratejik Konsepti hakkında kapsamlı görüş alışverişinde bulunacak

Anka, 11-10-2010 17.00 (TSİ) Daha fazlasını oku…

3-10 Ekim Haftalık AB Basın Özeti

04.10.2010

Catherine Ashton:Türkiye’nin Ortadoğu’da oynaması gereken önemli bir rolü var

Avrupa Birliği, Türkiye’nin Ortadoğu’da gittikçe artan rol oynamasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, yazılı bir soru önergesine verdiği cevapta, “AB’ye katılım yolundaki Türkiye’nin Ortadoğu’da oynaması gereken önemli bir rolü var. Bu rol Türkiye’nin, İsrail dahil bölgesindeki ortaklarla geliştirdiği iyi ilişkilerden kaynaklanıyor. Örneğin Türkiye, 2008 yılında İsrail ve Suriye arasındaki dolaylı görüşmelere arabuluculuk etti ve aralık 2008’deki Gazze çatışmasıyla kesilen bu süreçte önemli ilerleme sağlandı. Türkiye, diplomatik çabalarıyla ve BM geçiş gücüne katılımıyla Lübnan’da istikrara katkı yapmayı sürdürüyor. AB, Türkiye’nin bölgesinde artmaya devam eden önemli rolünü memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Ajanslar, 04-10-2010 20.10 (TSİ) Daha fazlasını oku…

26 Eylül-3 Ekim Haftalık AB Basın Özeti

27.09.2010

Bağış: AB hedefimizde sapma yok

Başmüzakereci Egemen Bağış, DW’ye verdiği özel demeçte, Türkiye‘nin AB hedefinde herhangi bir sapma olmadığını söyledi. Bağış, Türkiye’nin uluslararası arenadaki rolüne ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulundu.

Deutsche Welle Türkçe Yayınlar Yöneticisi Baha Güngör’e İstanbul’da özel bir demeç veren Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolundaki hedeflerinde herhangi bir sapmanın söz konusu olmadığını söyledi. “AB’nin aday ülkelerle bugüne kadar yaptığı tüm müzakereler tam üyelikle sonuçlanmıştır ve Türkiye ile müzakerelerin sonucu da farklı olmayacaktır“ diyen Bağış, bu süreçte Avrupalı politikacıların zaman zaman yaptığı bireysel açıklamaların değil, sadece Avrupa Birliği müktesebatının bağlayıcı olduğunu vurguladı.

ABHaber, 27-09-2010 09.10 (TSİ) Daha fazlasını oku…

Is Turkey Turning Its Back to West?

Rıdvan TÜRKOĞLU

In recent years , there is a  debate whether Turkey has been changing its axis in foreign policy or not. Some politicians and scholars argue that  Turkey is turning its back to West and coming more closer with Middle Eastern countries. For them, developing relations with these countries and especially Iran policies are the evidents for their thesis. Indeed some people labelled Turkish foreign policy as ‘Neo-Ottomanism” and sometimes western countries blame each other about losing Turkey. On the contrary, some scholars argue that recent events show that  Turkey is becoming a normal country and adjusting its foreign policy. “Turkey pays more attention to its Middle Eastern neighbors than the past because it has ignored them, not because of the worsening relations with the EU. Because Turkey’s geopolitical realities entail pursuit of active and multi-dimensional foreign policy. Recent developments in Turkish foreign policy are nothing but reflection of the new philosophy behind it. (Öztürk 2010)”

During these debates, I would like to emphasize on strong alignment of  Turkey with its Western allies, and discuss possibility of shifting axis in this policy in my article. Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Siyaset